Konuya dönecek olursak, doğal olarak öncesinde de duymuş, bilmiş olsam da aslında ilk Chelsea'ye geldiği Mourinho'nun 2. senesinde dikkatimi çekmişti Frank Arnesen ismi. O dönem Abramovich'in kanatları altında şimdilerde Galatasaray'da "profesyonellikleri" sorgulanan Esteve Calzada ve Thomas Kurth ile CEO olarak Peter Kenyon da bulunuyordu. GOAL dergisini çok okurdum o zamanlar, Chelsea'ye özel bir ilgileri vardı o dönem ve hep "kurumsal Chelsea"den bahsediliyordu... Özetle olay şuydu aslında; Abramovich para basacaktı, Kenyon parayla oynayacaktı, Kurth ve Calzada bir kaç tablo çizecekti excelde, Arnesen'de çim üzerinde Mourinho'ya arkadaşlık edip daha önce PSV'de de yaptığı gibi (Stam, Ronaldo, Robben, Nistelrooy...vs.) "wonderkid"leri bulup kulübe kazandıracak, alt yapıdan sorumlu olacaktı... Az buz değil tam 10 milyon avro ödemişti Tottenham'a Arnesen'in "bonservisi" için Rus milyarder...
Ve geçen aydı sanırım, yine GOAL'de ama internet sitesinde okumuştum bu sefer, "Arnesen Hamburg'la anlaştı" şeklinde bir haberdi, hemen daldım inceledim. Evet sportif direktör oldu Batı Almanlara... hatta altyapıdan üstyapıya kadar her alanda tam yetki verildi... İlk icraatı kendi evladı "van Nistelrooy"un Malaga'ya satışı oldu, sonra yine PSV'den öğrencisi Mathijsen'i aynı adrese postaladı... Aradan bir kaç gün geçti üst üste Hamburg'tan transfer haberlerini görür oldum. Önce Jeffrey Bruma ardından Michael Mancienne'yi sonra da Gökhan Töre'yi kendi getirdiği Chelsea alt yapısından yanına almıştı. Gökhan için özellikle çok sevinmiştim, yeteneğine kesinlikle sözüm yok ve çok heyecanlıyım onun için ama Chelsea'de öyle bir kadronun içinde yer bulabilmesine imkan vermiyordum, Almanya'da ise banko olacağına bahse girerim... Mancienne'de fiziği yerinde, kumaşı sağlam gençlerdendi, bir kaç defa sağa sola kiralandı ama o da aynı sebepten as takım oyuncusu olamazdı Chelsea'de... Bruma için pek bi fikrim yok ancak bir kez geçen sezon içerde oynanan yanılmıyorsam Zilina maçıydı, orada izlemiştim, pek bi fikrim yok hakkında... Arnesen'in bugün gördüğüm son transferi ise yine Chelsea alt yapısından bir isim, Jacopo Sala. İngiliz basınında geleceğin Lampard'ı olarak gösteriliyordu, İtalyanlar da yeni Pirlo'muz diyorlar, onun idolü ise Roma'nın kaptanı Totti!....
Arnesen, bu sefer Hamburg'ta bence PSV'de ki günlerine geri dönecek gibi duruyor. En azından ilk yaptığı transferler onu işaret ediyor. Potansiyeli çok yüksek ama piyasası düşük gençler bunlar uzun vaadede iş yaparlar hepsi yani öyle Kalou gibi birden önce şişirilip süperstar sınıfına sokulup ardından sen gelecek vaadedensin kulübede bekleyeceksin cinsinden değiller... Hem Frank hem sistemi hem transferleri hem "devrimi"... bence hepsi tutar Almanya'da!